Perşembe, Şubat 23, 2006

esnekmiyiz ?




esnek miyiz insanlara olaylara karsi uyum gostermek icin kendimizden birşeyler veriyormuyuz yoksa oldugumuz gibimi kaliyoruz...
esnekligin haddini aştığımız anlar da oluyormu herkese gereğinden çokmu değer verip kendimize zarar verdirmemek için çaba gosteriyoruz peki bu bencillikmi oluyor yoksa herseyi kararında yaşamalısın dedigi gibi annemin sozunumu dinlemeliyim

Cuma, Şubat 17, 2006

ilginç buldum



ben gorunce ilginç buldum very very nice !!!

Çarşamba, Şubat 08, 2006

IYI: Bir kadın yerden göğe kadar haklı olduğu bir konuda bir erkekle tartışmaya girmişse, erkek artık saçmaladığını bilsin çenesini kapasın diye bu kelimeyi söyler...

5 DAKIKA: Bir kadının "5 dakika"sı yarım saate eşittir, tabii bir erkeğin 5 dakikasının da tv´deki maçın ne zaman biteceğine eşit olduğunu düşünürsek, durum gayet adil...

HIÇ: Bir erkek saatlerdir karşısında somurtan kadına en sonunda "neyin var?" diye sormayı akıl ederse alacağı cevap budur: "Hiç" cevabını alan erkek anlamalı ki az sonra kadının yerden göğe kadar haklı olduğu bir kavga başlayacak ve bu kavga en az "5 Dakika" sürecek...

PEKI (Tek kaşını kaldırarak): Kadının bu lafının ardından erkeğin bir soru daha sorması büyük cesaret işidir... Çünkü bunun ardından kadın "Hiç" yüzünden sinirlenecek ve bir tartışmaya daha başlayacaksınız.

PEKI (Normal bir yüz ifadesiyle): Bunun anlamı : "Pes ediyorum" ya da "aman ne halin varsa gör"...

PEKI (Her iki kaş da havada): Siz öldünüz... 5 gün boyunca sevişmeyi unutun hatta yemeği, ütülenmiş gömlekleri bile...

Derin Bir Iç Çekiş: Bu erkeklerin en yanlış anladıkları bir kadın tepkisidir... Derin derin iç çeken bir kadının aklından şu geçmektedir: "Aaah ah bende de akıl olsa "Hiç" yüzünden senin gibi bir aptalla tartışır mıyım?"
Kısa Bir Iç Çekiş: Bu da bir kelime değil ama erkeğin kadınlarda doğru anladığı bir tepki... "Kısa Bir Iç Çekiş", kadının o an için halinden memnun olduğunu gösterir... Bir erkek bu durumun ne kadar uzun sürmesini istiyorsa, o kadar uzun süre hareket etmemeli ve nefes almamalıdır.

AAAA: Kadının bu kelimeyle başlayan her lafı, eninde sonunda erkeğin başına bela olacaktır... Örnek: "Aaaa dün öyle söylememiştin...", "Aaaa ama ben yemeğe annemleri çağırmıştım..." Bir erkeğin yapacağı en akıllı iş, kadın söze "Aaaa..." diye başladığı anda kapıya doğru yönelmektir.

LÜTFEEEEN: Bunu bir rica kelimesi olan "lütfen" ile karıştırmayın. "Lütfeeeeen" diyen kadın belli ki anlattıklarınıza inanmıyor ve "lütfen beni kandırmaya çalışma yemezler" diyor... Zaten olay bu noktaya geldiyse yapacağınız hiçbir şey yok, Bir yanlışınız geçmişteki ve gelecekteki bütün doğruları götürdüğü için yalvar yakar olsanız yine de kadını inandıramazsınız, bu aykı maaşınızı vitrinde görüp aşık olduğu gerdanlığa yatırırsanız belki biraz gülümsemesini sağlarsınız, ama yine de tartışmanızı izleyen "5 Gün" boyunca, cinsel ihtiyacınızı gidermek için elinizde bir erkek dergisiyle tuvalete kapanmak zorundasınız...

ÖNEMLI DEĞIL: Işte kadının en tehlikeli sözlerinden biri... Yaptığınız bir şeye karşılık olarak kadın size böyle diyorsa, yaptığınız şeyi nasıl burnunuzdan fitil fitil getireceğini düşünmektedir... Çünkü kadının "önemli değil dediği konu tabii ki çok önemlidir, bundan sonra 5 yıl boyunca yapacağınız her kavgada tekrar tekrar gündeme alınacaktır..."Önemli Değil"in ardından genelde "Peki"nin tek kaş havada olan versiyonu gelir ki o zaman anlayın kadın intikam planını çoktan kurmuştur...

SÖYLE HAYATIM: Bu da bir suçunuzu, affedilmez bir günahınızı itiraf etmeniz için kadının size verdiği fırsattır... Bu fırsatı iyi kullanarak dürüst ve makul bir konuşma yapmalısınız.

TEŞEKKÜRLER: Bir kadın size teşekkür ediyor..!! Şaşkınlıktan yere yapışmayın efendim "rica ederim" demeniz yeter.

ÇOK TEŞEKKÜRLER: Bu maalesef "Teşekkürler"den daha büyük bir minnettarlık ifadesi değil.. Bir kadın size "Çok Teşekkürler" diyorsa ya kırıldı ya sinirlendi yani yaptığınız şey bir şekilde ona battı demektir... "Çok Teşekkürler"in ardından genellikle "Derin Bir Iç Çekiş" gelir, siz de insanlık hali merak edip "ne oldu" diye sorarsanız, alacağınız cevap... "HIÇ"

Pazar, Şubat 05, 2006


LEYLEK HiKAYESiNiN SON VERSIYONU

Veled, 'Babacim yaa, ben nasil oldum, cok merak ediyorum' diye israr
edince... Adam, 'Nasil ossa bunu bu oglana bi gun annatmak durumunda
kalacam, eyisi mi simdi izah edim, hazir sormusken, kurtuliym gitsin
bu isten' deyi dusunur, icinden...

'Bak evladim, cok eyi dinne, zira bi daha annatmiyacaam: 'Anannan
baban, bundan yedi sene evvel, bi 'cyber cafe'de karsilasti. 'Bir iki
bakistiktan soona bu 'cyber cafe'nin musait bi yerine gectiler...
Baban 'memory stick' ile, 'USB' den bi baglanti kurdu... 'Anaciin bu firsati eyi
degerlendirerek 'memory stick' den bi kac 'download' endirdi... 'Bu
dangalak baban da, bir-iki 'upload' yukledi... Ammaaa,
'....heyecandan
'Firewall' kullanmayi unuttugumuz aklimiza geldiginde is isten
gecmisti... 'Bu raddeden soona da, ne 'delete' edebildik, ne de
'cancel'...
'Sonuc olarak da, ortaya felaket bi 'Virus' cikti, dokuz ay soona...
'Iste mesele bu kadar basit, benim guzel evladim...'

Çarşamba, Şubat 01, 2006


insanin ölmesi kişisel bir kıyamettir..

her gun kıyameti yasiyorum en sevdigim kişinin ölümünü hala kabullenemiyorum hala eksikliğini hissediyorum hala nefes aldığım yaşamımı sürdürürken hersey bana onu anımsatıyor aynaya bakıyorum ne kadar çok babama benzemeye başladığımı görüyorum kendimi zor tutuyorum sevmiyorum aynaları bana kıyameti yaşatıyorlar...
odamdaki aynayı bundan söktüm kimseye diyemiyorum sebebini soran anneme bile yutkunmakla geçiyor akşamları sofraya oturduğumda annem ve kız kardeşimin gözlerinin içine bakıyorum anlıyorlarmı acaba diyorum içimden geçenleri acaba biliyorlarmı o an düşündüğümü babamın yerine bakıyorum boş duruyor her sofraya tabaklar konduğunda yemekler o tabaklara koyulduğunda oda olsaydı şimdi diyorum iki üç kaşıkta ona koyacaktık ama yok biz yiyoruz diyorum boğazımdan zor geçiyor düğüm düğüm oluyor hızlıca yiyip kalkıyorum oturuyorum gidip gözüm oturduğu yere takılınca kalkıp çıkıyorum dışar bişi diyemiyorum kaçıyorum annem ve kız kardeşimden nereye kadar böyle devam edicek bilmiyorum sanırım artık bu evden gitmemizin zamanı geldi diyorum yazı bekliyorum anıları anımsatmasından kaçmak için ama unutturacakmı bu bilmiyorum sanmıyorum ama deneyeceğim aklıma annem geliyor ...
ben güçlü biriyim sanardım takı 28 mayıs 2005 e kadar ne kadar aciz canlı olduğumu gördüm hayat bi nefes ten ibaretmiiş asla aldığımız nefesi boşa almamalıyız herşeyi doya doya geçirmeliyiz sevdiklerimizle ...
zaman ....
acı gerçek ve hüzün veriyor her saniye her saniye gök yüzüne baktığımda o mezarlığı anımsıyorum ne kadar çok sevdiği yayla ya benziyor adı bile yayla mezarlığı diyorum bi gün her sevdiğim yok olduğunda birer birer acaba nasıl nefes alacağım kaldıramıyacağım diyorum sonra aklıma sevdiklerimden biri geliyor onun için nefes alıyorum bilmiyor belkide belkide hissedemiyor onu ne kadar cok sevdiğimi benim güzel biricik kardeşim annem ...

boğuluyor ama nefes alıyorum o suyun altında nefesinin son haddesiyle yaşamaya çabalayan canlı gibi çırpınıyorum kendi içimde duyan bilen olmadan paylaşmadan ....

kaç kıyamet daha yaşayacağm kaçını daha kaldırabileceğim ....

sorular sorular bitiriyor beni oysakı bitmemem lazım biliyorum
canım annem
canım kardeşım
canım babam